4 Kasım 2014 Salı

Psikoloğa gidebilmek ?






        Psikoloğa gidebilmek cesareti gösterebilmek .... Aslında bütün mesele bu.
Dünya çapında psikoloğa gitmek çok doğal ve yaygınken bizim ülkemizde neden değil ?
Ülkemizin genelinde psikoloğa gitme anlayışı 'Himmet psikoloğa mı gidiyor ? Vah vah erken yaşta hemde ? O psikolojik tedavi görmüş, boşver onu normal değil zaten ' gibi etiketlerde insanlar üzerinde bir tabuya dönüşmüş ve etiketleneceğime kendi kendimi yerim durumuna gelmiştir. Sürekli artan ülke nüfusumuzla birlikte artan bunalımların sonucunda kısıtlı hastane imkanına sahip olan ülkemizde bir çok ihtiyacı olan insanın ihtiyacının karşılanmadığı görülüyor.Gelişmiş ülkelerde yol, çevre düzenlemesi yapılması yerine daha çok ruh sağlığı adına yatırımlar yapılıyor ve bunun sonucunda sağlıklı bireyler yetişiyor. Sağlıklı birey; sağlıklı toplum, sağlıklı toplum; gelişmiş ülke gibi bir zincir oluşuyor.

En büyük hatayı bir diğer etiket olan 'benim bir şeyim yok ' diyerek yapıyoruz. Günümüzde metropol hayatı yaşayıp stressiz kaygısız yaşamak mümkün mü ? Hangimiz bir sınava veya bir iş toplantısına saatinde yetişebilecek miyim trafik olur mu diye düşünmedik ve yetişeme korkusu yaşamadık ? İşte tum bunlar, bu korkular bilinçaltımıza kaygı, stres olarak adlandırılarak yer ediyor.'Benim birşeyim yok' diyen bireyin en basitinden hiç trafikte kalmamış olduğunu farketmemiş gerekirse sizce kaçımız trafik kalmamıştır ? İşte asıl mesele kendini dinleyip farkında olup "Konuşmaya ihtiyacım var" diyerek bir yerden başlamaktadır.Hayatta eksiklerimizi görebildiğimiz, kabullendiğimiz kadar sağlıklıyız. Geçmişte irdelemeden üzerini kapadığımız, kapatınca geçti sandığımız olanlardır bizim bugünümüzde hata yapmamızı sağlayan.Yüzleşip tamamen halletmediğimiz her olay bugünümüzdeki yargılarımızı etkiler ve sağlıklı karar verme aşamasında bize zarar verir. Okuduğum bir kitapta "Geçmişi affetmeseniz önünüze bakamazsınız" diyordu. Ne kadar da doğru bir laf geçmişimizi affedip kapamazsak bugün hala izlerini taşır ve her yaşanan olayda geçmişimizin etkisiyle hareket ederek, yanlış kararlar verebilir,önyargılar edinebiliriz. Hayatta her zaman her istediğimiz olmuyor, olamıyor ve bazen hiç bulunmak istemediğimiz ortamlarda yüzümüze zorunlu bir tebessüm yerleştirerek rolümüz gereği orada bulunuyoruz. 

Zorunluluktan yaptığımız bu rol daha sonra bünyemizde zarara kadar ulaşabiliyor. Bünyemizi tetikleyen bir çok hastalığın sebebinin psikolojik olduğunu biliyor muydunuz ? Zona, mide hastalıkları, vücut kasılmaları .. bu sebeplerden doktora gittiğimizde psikolojik, canınızı bir şeye mi sıkıldı sorusunu alıyoruz ? Düşününce, son zamanlarda birşey olmadığını söyleyince asıl sorunun eskiden içimizde bastırdığımız bir şey olduğunun farkına varamıyoruz. İşte tamda bu evrede bir uzmandan destek almak gerekiyor. Ben mide ağrısı için doktora gittiğimde bana psikolojimi soruyor. Yani demek istiyor ki senin bilinçaltında bir şeyler var benden önce bir psikoloğa görün. Bakın aslında kendimize biraz kulak verip asıl sorun kaynağını çözmek için adım atsak belkide midemiz ağrımayacak. İşte tamda mesele bu cesaret kendini dinleyebilmek etiketlere aldırmadan, toplum tabusuna yıkarak psikoloğa gidebilmek..  Bunu yapan insan cesaret sınavını geçebilmiş demektir. Çünkü psikoloğa gitmek kendinle ve geçmişte iyileştirmeden üzerini kapattığın ve senin bugününü etkileyen olaylarla yüzleşmektir. Beden sağlığımıza bu denli önem verir, en ufak bir problemde doktora görünürken şunu unutuyoruz ki; beden sağlığı ruh sağlığından geçiyor. Ruh sağlığı da duvarlarımız ve toplum etiketlerinden arınmaktan...

1 yorum:

  1. Önemli olan gerçekten de o kararı verebilmekte.İnsan değişim için kendini hazır hissettiğinde bunu yapabiliyor.Sizde psikoloji ile ilgili daha ayrıntılı şeyler öğrenmek isterseniz Psikoloji sitemize davetlisiniz.

    YanıtlaSil